Ve sonra ucube bir dansöz gibi kıvırtmaya başladı, çirkinliğine rağmen oldukça güzel çalkalıyordu. Ama bu kederli yılbaşı gecesi eğlencesi değildi, tek isteğim oradan yok olup gitmek… Çünkü bana her gün bayram olduğundan, yılbaşı gecesi özel hiç bir şey yapmam!
“Bu da nerden çıktı, yalan mıydı, tuhaf mıydı, rüya mıydı, kâbus muydu?” derken, onun sisli sesiyle irkilip uyandım, bu kabus gibi hayalimden.
- “Yüz lira,” dedi.
- “Ne yüzü?” dedim.
- “Saati yüz lira, karşıda bir otel var; sabaha kadar istersen üç yüz lira!” dedi.
Suratım dalgalanmaya başlamıştı. Mimikler, tikler, bakışlar birbirine girmiş, san ki suratımın ortasında spiral bir matkap dönüyordu. Bir gözüm seğiriyor, bir yanağım sarkıyor, bir kaşım kalkıp iniyordu.
İşte Benim Kitaplarım:)
Suratım hayret, şaşkınlık, ve acayiplikten bir bulamaca ve bu iş kocaman bir bulmacaya dönmüştü. Varla yok arasında, kendim olarak hayatta kalmaya çalışıyordum.
İçimden seslendim;
Kurtuluş Duası,
“ Ya Rabbi, sen her zorluktan, beli çatırdatan ağır bir yükten sonra kolaylık, mutluluk vaat edensin. Üzerimden bu şaşkınlığı kaldır, göğsümü ferahlat, işimi kolaylaştır, muhakkak ki şükredenlerden olacağım!”.
İşte o an, kabusumda gördüğüm şey karşımda duruyordu. Kabuslar gerçeğe gerçek kabusa dönüştü. Keşke şöyle gözlerimi açıp ‘ Oh be kabusmuş!’ diyebilseydim.
Yok artık tırnakları uzayıp jilete dönüşsün bari. O da yetmez, tırtıklı dikenler çıksaydı, kolundan bacağından o zaman tam olurdu. Ne olurdu bu cennet bahçelerinde geçen bir rüya olsaydı.
Yer yarılmıştı, tandır kaynıyordu, her şey durmuş, dağlar parçalanmış yürüyordu, dünya dümdüz olmuştu, gökyüzü erimiş bir maden gibi… Çakıl savuran bir kasırga başlamış, derinden gelen korkunç bir çığlıkla helak olmuştum.
Şaşmaz bir şaşkınlık,
Başıma ağrılar karnıma sancılar girmişti. O masum yüzlü, çekingen, kara gözlü, melek gibi kız mı söylüyordu bunları. Ben nasıl bir şaşkınlığın, ahmaklığın, tuhaflığın içine düşmüştüm.
Kendi kıyametim kopmuştu sanki paranın, pulun, kulun, doğru yolun, başlangıcın ve sonun hiçbir önemi kalmamıştı.
Kederli yılbaşı gecesi eğlencesi;
Ama şeytan tatlıydı, güzeli, masumdu, baştan çıkarıcı, gizemli, heyecan verici ve kalbimin zarını deliciydi. Yani bu kadın hala güzeldi. O kadar sade bir güzelliği ve iddiasız solgun, donuk bir bakışı vardı ki ‘ Şaka yaptım’ dese inanırdım.
En anlamlı soru,
Ama o son derece ciddiydi. Bakışları ‘ Ben sana temiz aile kızıyım demedim ki ’ diyordu.
Gözlerimi kısmış ona bakıyor ve içimden, olanı anlamak için anlamsız sorular soruyordum.
- En sonunda ben de ona sordum: “Peki, bir ömür kaç para?”. Yeni yıl gelirken yani Türkiye’nin milenyumu 2023. Hayırlısı inşallah!