Masum fahişe olur mu? Olur, olur parayla her şey olur! Hayatı çözmüş öbür alemlere geçmiş bir filozof gibi yani tam bir hayat kadını, masum fahişe ve aksi bir geyşa gibi gülümsedi. Dilinin altında ki bakla artık çıkmıştı, sakızını şapırdatarak:
- “Yüz lira,” dedi.
- “Ne yüzü?” dedim.
- “Saati yüz lira, karşıda bir otel var; sabaha kadar istersen üç yüz lira!” dedi.
- En sonunda ben de ona sordum: “Peki, bir ömür kaç para?”
- “ Bir ömür çok para tutar aptal aşık! Ama daha gencim on yıl daha iyi iş tutarım yani on yıl daha düşünürsen toplu indirim yaparım sana o da yakışıklılığın hatırına.” dedi, kalkmaya hazırlanır gibi masaya yaslanarak.
Bir ömürlük kredi kartı ve masum fahişe,
Kolundan tutup kredi kartımı suratına doğru uzattım, bir anda parmaklarımı teğet geçen dişleriyle kartı ısırdı. O ısırıyordu ben de çekmeye çalışıyordum. Kart neredeyse esneyip lastik gibi olmuştu. Azından düşürmediği sakız gibi yapış yapış uzarken sanal paralarım, dişlerimi gösterip, onu kendime doğru çekerek;
İşte Benim Kitaplarım:)
- “ Peki, şu kartı versem son cariyem olur musun?” dedim.
Kafası önde, aşağıdan yukarıya doğru bakıp, sinsi bir tebessümle;
- “ O zaman şifresini söyle!” dedi
Masum fahişe ile beyni yanarken üşümek,
Üşüttüğüm arızalı kafam şimdi yanıyor kara tiren gibi dumanlar çıkarıyor. Biraz daha düşündüm bu sefer üşümeye başladım. Üşenmeden düşünüyor düşünmeden üşüyorum. Kısır döngünün girdabına kapılıp ayağımın dibinde ki yağmur ızgarasından süzülüp dünyanın dibine karışıp gider gibiyim.
Tiklerim azmış ‘ Tik tak, tik tak ’ diye dört nala atmaya başlamıştı. Suratımın bir tarafı gülüyor bir tarafı sarkıyorken ve deniz feneri gibi göz kırpıyorken kadere, kekeleyerek bir şeyler söylemeye çalışıyorum ama olmuyor!
Masum ve Mazlum bir Fahişe;
Az sonra sanki bir şimşek çaktı. Sanki denize düşmek üzere olan tek pervaneli bir uçağın son anda motorunun çalışması gibi bedenimin ruhumun kilidi açıldı, dilimin bağı çözüldü, bom boş bir çuval gibi mutlu ve rahatlayarak…
- “ Şifresi bu günün tarihi olsun 11.11.2011.” dedim.
Paralı ve eğlenceli adamlar,
” Olsun sevgilim, sen nasıl istersen öyle olsun, ne istersen yaparım” dedi, parçalanmış bir boks çuvalı gibi hissiz, duygusuz, paramparça, siyah beyaz.
Saçındaki kocaman solmuş gülü alıp ciğerlerimin dibine kadar çekerek kokladım. Dudağımın kenarına kırışık bir tebessüm takıp anladım.
Kadınlar paralı ve eğlenceli adamları severler, fahişeler ise beni!
Sonra birbirimize sarılıp ayrıldık, kırık düşler çay bahçesinden.
Aşk ve kadınlar, onlardan mutluluk ve huzur beklemeyin. Çünkü genlerimiz bozuldu. Mutluluk doğadadır, sabırla bekleyiştedir!
Fahişeler masum olabilir mi? Yoksa onlar günahkar bir şeytan mı? Bunu en günahsız olanımız söylesin!
Masum fahişe olmaz ama her fahişenin bir hikayesi olur! Masum fahişe zorla değil ama parayla sevişen kadındır.
{Kitabım “Son Cariye”den Alıntılar (Son)}