Böyle durumlarda hep kadın olmak istemişimdir. Güzellik ne büyük bir güç, nasıl bir büyülü değnektir. Her kapıyı açar, her erkeği aptal, deli divane yapıp böyle salak, berduş hallere düşürür. En karizmatik en güçlü erkeği kul, köle, hizmetçi bağımlı yapar. Kadınlar bunun dibine kadar farkındadır ve sonuna kadar kullanırlar.
Güzellik ne büyük bir güç, bir kirpik kıvrımına, bir keman kaşa, ince belle kaç imparatorluk, kaç sultan kaç baş, kaç gariban gitmiştir kim bilir? Dağları delenler, çölleri aşanlar efsane olmuştur aşk uğruna, güzellik uğruna.
Moda ve güzellik,
Moda ve çağımızın gelenekleri güzelliği kendi yonttuğu kalıplara oturtuyor; uzun bacaklar, dolgun dudaklar, dik silikonlu göğüsler gibi. Ama aslında güzelliğin standarttı olmaz, görecelidir kalbinizi çalacak kadının görünüşü. Başkasına ucube gibi gelen kadın sana ballı börek, Bo Derek gibi gelebilir.
Esasında çirkin kadın da yoktur, bakımsız, alımsız, çalımsız ve akılsız kadın vardır.
Bunları düşünüp, kadınıma daha bir hayran olmuşken, artık yeter deyip cebimden silahımı çıkarttım. Yani yanımdan hiç ayırmadığım çantamdan, resim defterimi ve kalemlerimi çekip onu profilden çizmeye başladım. Defteri sağa sola çekiştirip ona göstermeye çalışıyordum. Biraz sonra resmini çizdiğimi fark etti güzellik.
Güzelliğin portresi,
Binlerce yüz çizmiş olmama rağmen ellerim titriyor, kıçım başım her yerim terliyordu. İçimden ‘ Ulan konuşmayı beceremedin geri zekalı bari şu resmi doğru çiz!’ diye geçiriyordum.
İşte Benim Kitaplarım:)
Evet, benim diğer bir aşkımda sanattı, resimdi, karikatürdü. Başka bir şey sanat, bu kıza çarpıldığım gibi bir aşk. Ama o kadınlar gibi değildir en iyi dostumdur. Onunla konuşabilirim, koklaşırım, sevişirim karşılıksız veren bir sevgilidir sanat. Aslında işte böyle bir sevgilim zaten vardı. Fakat hormonlarımla beslediğim şeytan, bir tane de kara gözlüsünden olsun diyordu.
En iyi sevgili,
Benim vefalı, bereketli, menfaatsiz seven sevgili arkadaşım sanatla olan ilişkim; arıyla bal, ağaçla dal, karıyla koca gibidir. İkisi de çalışır ve ikisi de verir hesap hep ortak ödenir. Haftalarca günde üç saat uyuduğumu bilirim, bir öğün yemek yemeyip parayı fırçaya, kaleme, kitaba yatırdığımı bilirim.
Güzellik ne büyük bir güç;
Hiç şikayet etmedim, zaten sevdiğiniz işi yapıyorsanız hiç çalışmamışsınız demektir. Elbette dikeniyle seveceksin telleri, ancak böyle girilir altından ırmak akan gül bahçelerine. Sanat denen delilik acılarının yanında, kalıcı olmanın ferahlığını hediye etti bana. Devam edecek…
{Kitabım “Son Cariye”den Alıntılar (10)}
Semih BULGUR