Ben derinlere dalmak üzeri nefesimi tutmuşken, gözüm dijital göstergeye takıldı. Benim gişe sıram çoktan geçmişti. Ben de tekrar numara alıp bekleme bölgesindeki koltuklardan birine oturdum.
Numara, para pul, havale umurum da değildi, çünkü daha karlı bir ticaret, karşılıklı olduğunda en büyük zenginlik ve mutluluk yani aşk yanı başımdaydı işte şimdi derinlere dalmak zamanı değil, anı yaşamak zamanı.
Gerçek aşk,
Yatırım yapacaksan aşkın gerçeğine yatırıp yap, eğer doğrusunu bulduysan bir ömür sonra % 2000 kazandırır. Tabii her kalp çarpıntısına, nefes kesene, dudak uçuklatana aşk deyip kapılıp gidersen ömrün sonunu zor görürsün.
İşte Benim Kitaplarım:)
Hepsi bir yana aklım fikrim ondaydı. Aradan bir iki dakika geçmişti ki, birden arkasını döndü ve yavaş adımlarla gelip yanıma oturdu. Bir sürü boş koltuk varken gelip benim yanıma oturmuştu. Kalbim pır pır atıyor, biraz mutluluk, biraz heyecan, biraz da korkuyla her yanım titriyordu.
Derinlere dalmış gitmişken, şaşırmıştım, neden benim yanıma geldi? Böyle güzel bir kızdan böyle yüreklendirici ve yürek delici bir hareket ilk kez görüyordum. Eh elim yüzüm düzgündür, façam da iyidir, kimin yanına oturacaktı, deyip korku ve heyecanı mı dizginlemeye çalıştım.
Aslında bu tatlı heyecan ömür boyu sürebilirdi, ondan bir umut görsem, hemen kucağıma alıp saçlarını okşayacaktım bankanın ortasında.
Enayi aşk,
Esas sıkıntım heyecan değil de, korkuydu. Ve beynimi tavaf eden sorular. Bu kadar güzel bir kadın yalnız olabilir miydi, belki de yanımda olduğunun farkında bile değildi. O kadar yaralıydı ki kalbim, beni evine götürüp parçalayacak bir seri katil, bir şeytanın kadın kılıklısı bile olabilirdi.
Ya kaslı iki metre boyunda zengin ve yakışıklı bir kocası varsa ya gelirde aşkımızın alevlerinin içine dalarsa ve benim kafamı gözümü yararsa. Aşk enayiler için bir kumar işte, zarların kaç geleceğini bile bile sallarsınız.
Aklımdan neler geçiyordu neler, kıvrım kıvrım, kıvırcık lüle lüle olmuş düşünceler. Birbirine giriyordu heyecan, umut, korku, kurtuluş, aşk, acı, sancı…
Derinlere dalmış gitmişken;
Onunla tanışmanın zekice bir yolunu bulmalıydım. İlk görüşmede makyaj önemlidir erkekler için, kadınlar için ise espri, zeka ve para.
Bir şeyini düşürse de uzanıp ona verseydim. Belki beyaz ellerine tekrar dokunur, gözlerini okur, bir umut bir ipucu yakalardım.
- Ya da ‘ Merhaba, tanışabilir miyiz? ’ bu en salakçası.
- Mutlaka ‘ Ne münasebet, tabi ki hayır ! ’ diyecek. Çünkü kadınlar hayır derse evet demekmiş ya:)
Kitabım “Son Cariye”den Alıntılar (8)
Semih BULGUR