Yurtdışında Mühendis Olmak | Düş mühendisi, işte bildiğin mühendis yollarda yıl 2010, Hazar denizi kıyısında bir sahil kasabasındayım. Sebebi küresel ısınma mı, yoksa daha öncekiler gibi bir yaz mı, bilemiyorum ama hava çok sıcak. Çok şükür ki tükenmek bilmeyen Sibirya rüzgarları, ılık bir meltem dokunduruyor siyah, beyaz, kahve rengi ve sarı tenlerimize. Dünyanın dört bir yanından geldik buraya. Hazar’daki petrol için, ekmek için…
Bir Düş Mühendisi olarak sadece merak etmiştim denizden petrol çıkıyormuş acaba rengi mavi midir? Ya şu yaşananlar düş müdür sahi midir?
Yurtdışında Mühendis Olmak! Denizin ortasında bir platform,
Denizdeki petrol emen platformun parçalarını gönderiyoruz. İçimizde ki hasret demetinden vatana sevgi, sevgiliye özlem tanelerini kopardığımız gibi… Haftanın yedi günü düş köprüleri kuruyorum İstanbul’a, Ege’ye, Trakya’ya vatanın bin bir renk, bin bir tat her yerine.
Yemeklerimizi öyle özledim ki şapır şupur içinde ne var diye düşünmeden yiyebilmek… At eti mi, timsah mı, kedi mi, domuz mu diye düşünmeden. Tuhaf yemekleri ve acayip damak tadına rağmen biraz kilo aldım. Sanırım doymak için yediğim ekmek türevlerinden olmalı. Kabul etmeliyim, ekmekleri gerçekten lezzetli. Bir de sıcak suyun içine et parçaları atılmasına; çorba diyorlar buralarda.
Rus yemekleri,
Yemekleri beğenmeyince çok bozuluyorlar. Ben de bazen otelin etrafında bulduğum Türk restoranlarında, pahalı da olsa ufak kaçamaklar yapıyorum. Bunların yanında yatakları sert, yaya için trafik ışığı yok, en can acıtanı ise klozetlerde taret musluğu bulunmaması bunları da eklemeliyim seyir defterine.
Sovyetlerden kalma geniş yollarda ve yaşlı evlerde yaşıyorlar kapitalizmi. Gerçek ise acı votka tadında, yaşlılar şanslı sosyalizmden kalma yolları, eskide olsa evleri var. Fakat yeni neslin çok sevdiği kapitalizm, bu imkanları sadece şanslı ve güçlü olanlara verecek. Derin uçurumlar oluşmuş varoşlar ve burjuva arasında. Modelini bile bilmediğim dev arabalar dolaşıyor şehrin merkezinde, sanki birilerini altlarına almak ister gibiler. Arabalara sahip olurken aldıkları gibi… Bakalım yeni sistem mutluluk getirecek mi?
Sosyalizm ile kapitalizm, batı ile gelenek ve din ile şeytan arsında öyle bir karışmışlar ki buralarda çelişkiler kör düğüm olmuş. Daha öğrenecekleri çok şey ve yürüyecekleri çok yol var. Birçok yönden kaba ve geri kalmış olmalarına rağmen, gelişmiş ülkelerde bile göremeyeceğiniz medeni hallere rastlayabiliyorsunuz. Yolar geniş ve temiz, çok sıkı polis kontrolü var, emniyet kemeri takmayan yolcu ve sürücü göremezsiniz. Yaya geçidinden yürüyorsunuz ve arabalar duruyor, ışık falan yok.
Yurtdışında Mühendis Olmak! Fakir medeniyet,
İlk başlarda çarpacaklar diye çok korkmuştum ama çok şükür durmayan hiç olmadı. Bütün yoksulluğa ve uçurumlara rağmen kadınları çok şık, son model ve son derece davetkar giyiniyorlar. Bunun yanında erkekleri genelde kıskanç ve milliyetçi. Başınıza bela alma riskiniz oldukça yüksek. Vicdan azabı, azgınlık pişmanlığı ve zevk pişkinliği arasında yaşayıp risk almaktansa, tek eşlilik ve romantizmi tercih etmeli. Buralarda irin kusan şeytan sürüleri sizi yoldan çıkarmak için her şeyi yaparlar ama uymamakta huzur var.
Ahlaksızlık sıradan, rüşvet doğal, her şey için her yer de her durumda para istememek olağan. Allah doğru yola kılavuzlasın… Burada bir cami var diye duydum ama hiç ezan sesi duymadım.
Ama kiliselerini görmemek mümkün değil. Tam bir mimari harikası, öyle parlatıp cilalamışlar ki kubbelerini. Altın renginde güneş inmiş yeryüzüne saki öyle gözünüzü alıyor. Bir de varoşların karşısına dikmişler sırtlarına yüklenmiş günahları çıkartsınlar diye.
Birçok sıkıntılar yaşadım ama hem is hem de tatil gibiydi, bu hazar kıyısı ziyareti. Yabancı ülke görmek, her ne iş yapıyorsanız yapın gerçekten çok şey katıyor insana. Bambaşka dünyalara giriyorsunuz yeni doğmuş gibi zinde ve bir ömür yaşamışmış kadar dolu oluyor ilham sepetiniz.
Sosyal kapitalizm,
Yani ülkemde olduğu gibi burada da sömürülüyor insanlar parayla, dinle, güçle.
Geçici ve yaradılışımıza aykırı yasam asla huzur getirmiyor, getirmeyecek. Allah buhranlar cağında kimseyi yalnızlık, sıkıntı ve stres hastalıklarını bulaştırmasın. Mühendis yollarda olsun ama dosdoğru yoldan ayrılmayalım.
Mühendis yollarda;
Dünyayı değiştiremeyiz ama söyleyecek bir sözümüzün olması da güzel. Belki bir söz de hiçbir şeyi değiştirmez ama her insan ayrı bir dünyadır, bir dünya değişse yetmez mi? O da mı olmadı, kendimi değiştiririm…
Semih BULGUR